Воскресенье, 19.05.2024, 01:17
Приветствую Вас Гость | RSS
Главная | IRAK TURKMEN şehri TELAFER Tarihi - Форум...Qurultay ..Forum | Регистрация | Вход
Меню сайта
Наш опрос
Оцените мой сайт
Всего ответов: 21
Форма входа
Поиск
Друзья сайта
  • Все для веб-мастера
  • Программы для всех
  • Мир развлечений
  • Лучшие сайты Рунета
  • Кулинарные рецепты
  • Мой сайт
    [ Новые сообщения · Участники · Правила форума · Поиск · RSS ]
    • Страница 1 из 1
    • 1
    Форум...Qurultay ..Forum » Dünya Türkmenleri Qurultay ... Форум Туркмен Мира » Irak Türkmenleri » IRAK TURKMEN şehri TELAFER Tarihi
    IRAK TURKMEN şehri TELAFER Tarihi
    MukhtarTurkmenДата: Среда, 04.11.2009, 21:17 | Сообщение # 1
    Майор
    Группа: Администраторы
    Сообщений: 98
    Репутация: 0
    Статус: Offline
    IRAK TURKMEN şehri TELAFER Tarihi :
    Telafer, Musul kentine bağlı bir Türkmen ilçesidir ve kuzey ile doğu tarafından tepelerle (Süsen Kıraçları) sarılmış, güney tarafı bağlık, batı tarafı ise düzlük olan bir coğrafyadadır. İklimi kara iklimidir. Kışın Telafer etrafındaki dağlar karlı olur. Şehrin hemen yanında Diyarbakır'da olduğu gibi büyük bir ağaçlık ve bostanlık bir alan uzanmaktadır. Telafer, Türkiye sınırına 85 kilometre, Suriye sınırına 70 kilometre uzaklıktadır.

    1997'de yapılan nüfus sayımında askerden kaçış oranı % 50'lere ulaştığı için Telafer merkezin nüfusu 280 bin çıkmıştır. Muhtemelen 1997 senesinde gerçek nüfus kent merkezinde 300 bindir. 2007 itibarı ile Telafer merkez (350 bin) ve çevresinin (100 bin) nüfusu, toplam 450 bin civarındadır. Yani, Telafer'e bağlı Zammar, Rabia ve İyaziye nahiyeleri ve bağlı 100 köyde bu nüfusun 100 bini yaşamaktadır. Saddam Hüseyin'in güvenmediği Telafer Türkmenlerinin ve bütün Telafer'in 1997'de Muhaberat tarafından hazırlanan özel raporda nüfusları 24 bin olarak gösterilmiş, nerede ise nüfusun % 90'ı görmemezlikten gelinmiştir. Şii Türkmen nüfus daha çok Telafer merkezde yoğunlaşmıştır.

    11. yüzyıldan bu yana bir Türkmen kenti olan Telafer nüfusunun tamamı Türkmenlerden oluşmaktadır. Telafer'e yerleşen ilk Türk boylarının Kıpçak Türk’ü olduğu ifade edilmektedir. Abbasi Devleti döneminde ilk Türk boylarının Telafer'e yerleştiği ileri sürülmektedir. Telafer'in adının da "Tel" "Avar", yani Avar Tepesi anlamına geldiği ileri sürülmektedir. Özetle, Telafer, "tarihi Kıpçak Beyliği dahil, Moğol, Timur, Harzemşah damgasını taşıyan Neftçi diye bilinen akraba boylar da dahil Oğuz boylarının izinin müze gibi korunduğu bir yerdir." Kıpçak Türkçe’sine ait birçok sözcük Telafer Türkçe’sinde yaşamaktadır.

    Tarihi çok gerilere giden Telafer'de kent merkezinde bulunan 150 höyük kentin uzun tarihinin bir ispatıdır. Telafer M.Ö. 6000 yıllarında kurulmuş bir yerleşim yeridir. Telafer, ilk büyümesini Asuriler döneminde yaşamıştır. Bu dönemde Telafer'in adı "Nemet Aştar"dır. Hz. Ömer döneminde Telafer, İyad Bin Ganem komutasındaki İslam Orduları tarafından fethedilmiştir. Emeviler zamanında Telafer bir muhalefet merkezi olmuştur. Telafer'de Emevi Orduları ile muhalefet güçleri arasında bir çok çatışma gerçekleşmiştir. Emevi Valisi 2. Mervan Telafer üzerine yürüyerek muhalefeti ezmiş ve kenti başta Telafer Kalesi olmak üzere yeniden inşa etmiştir. Abbasiler döneminde Telafer büyümüştür. Özellikle Halife Muktasım Billeh döneminde kent zenginleşmiştir.

    Telafer'de Türk hakimiyeti Tuğrul Bey ile 1055'te başlamıştır. Daha sonra bölgede Selçuklu beylerinden Bedrettin hakim olmuştur. Artık bu dönemde Telafer Türkmen aşiretlerinden oluşan bir kenttir. 1258'de Hulagü Bağdat'ı fethederken, komutanlarından Simdogo Musul ve Telafer üzerine yürümüştür. Böylece Telafer İlhanlı Devletinin bir parçası haline gelmiştir. 1328'de Şeyh Hasan Celairi önderliğinde Irak'ta Türkmen Celairiye Devleti kurulmuş ve Telafer'de bu devletin parçası olmuştur.

    Emir Timur 1386'da Musul'a giderken Telafer'e girmiştir. Timur'un Telafer'e girerken kullandığı yola, Telafer'de hala "Temur Yolu" denilmektedir. 1411'de Telafer, Emir Muhammed Kara Yusuf döneminde Karakoyunlu Devleti’ne bağlanmıştır. 1469'da Telafer, Uzun Hasan döneminde Akkoyunlu Devleti’ne bağlanmıştır. 1508'de ise Safavi Türk Devleti’ne bağlanmıştır. 1534'te Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır. Telafer, Osmanlı kayıtlarında "El Cezire" (ada) diye anılan bölgenin tam ortasında yer almaktadır. Osmanlı Devleti Arap coğrafyasına yönelik güvenlik ve demografi stratejisini Nüsyabin, Telafer, Deyrezur üçgeni üzerine kurmuş, bu bölgede sürekli önemli sayıda asker bulundurmuştur. Ancak Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bu üç kent Türkiye, Irak ve Suriye arasında dağılmıştır.

    Telafer'in Osmanlı döneminde önemli bir kavşak olduğu kaynaklarda şöyle ifade edilmektedir: "Telafer, Musul'a 13, Sincar'a 12 saat mesafede olup, işlek bir güzergah üzerindedir. El Cezire'nin Beled'den sonra en düzgün yerleşim yeri olduğundan, oradan gelip geçen kervanlarla ve El Cezire'de bulunan aşiretlerle münasebetleri iyidir ve öneme sahiptir." 1900'lerin başında "nahiye merkezi olan Telafer kasabası, takriben 1500 kadar haneye sahip, dokuz mahalleden oluşmaktadır. (...) Halkı yerleşik, ziraat ve hayvancılığa fazlasıyla yatkındır."

    Telafer'e adını veren tepenin üzerinde bir kale vardır. Bir hükümet konağı, iki büyük han, bir hamam, sekiz-on camii, bir sıbyan mektebi 1900'lü yılların başında Telafer'e damgasını vurmaktadır.

    20. Yüzyıl Telafer'e baskıların dışında hemen hemen hiçbir şey katmamıştır. 1920'de İngilizlere karşı ayaklanma başlattığı için cezalandırılmaya başlanan Telafer'de Saddam Hüseyin'in iktidara gelmesinden sonra çok boyutlu baskılar inanılmaz ölçülere ulaşmıştır. Kente sadece yeni bir ev yapmak değil, yıkık bir evi onarmak dahi yasaklanmıştır. Telafer'de ağaç dikmek de yasaklanmıştır. 2003 senesine gelindiğinde Telafer'de hala ciddi bir su şebekesi yoktur. Üstelik, hemen Telafer'in yanından Dicle nehrinden Musul'a su taşıyan boru hattı geçmesine rağmen Telafer içine su dağıtımı yapılmamış, iki günde bir kez iki saat su Telafer içindeki ana hatlara verilmiştir. Şehrin kanalizasyon şebekesi de yoktur. Şehrin sokaklarında kazılan küçük arklardan akan lağım zaman zaman göller oluşturmakta, evleri basmakta ve Telafer çocukları bunların içinde oynamaktadır. Sanki her şey Telaferlilere hayatı daha zorlaştırmak için yapılmaktadır.

     
    MukhtarTurkmenДата: Среда, 04.11.2009, 21:24 | Сообщение # 2
    Майор
    Группа: Администраторы
    Сообщений: 98
    Репутация: 0
    Статус: Offline
    1325 (1907) tarihli Osmanlı Salnamesinde Telafer halkı ile ilgili olarak şöyle denilmektedir: "Bu insanlar cesaret ve yiğitlikte hiçbir kavim ile mukayese edilemeyecek derecededir. Komşu aşiretle birlik ve beraberlikleri sebebiyle daima aşiret özelliklerini muhafaza ediyorlar." İngiltere'nin Musul Konsolos yardımcısı Wikie Young 5 Nisan 1910 tarihli raporunda ise Telaferliler için, "özgür yaşamak isteyen ve kavgacı tiptirler" demektedir. Telafer'in nitelikleri ile ilgili bilgiler Türk devletinin stratejik hafızasında ileri taşınmaya devam edilmiştir. 1993 senesinde Başbakan Süleyman Demirel, "Benim en güvendiğim Türkmenler, Telafer Türkmenleridir" derken, Osmanlı salnamelerindeki tespiti tekrarlamıştır.

    Telafer aşiret bağlarını güçlü olarak yaşatan bir ilçedir. Büyük Ölçüde Akkoyunlu ve Karakoyunlu Türkmenlerinin soyundan gelen Telafer Türkmenlerinin Kerkük Türkmenleri kadar Türkiye ile yakın sosyal ilişkileri olmamıştır. Ancak buna rağmen Telafer Türkmenleri sosyal doku açısından Anadolu Türkmenleri ile büyük bir benzerlik göstermektedirler. Telafer Türkçesi, Anadolu Türkçe’sine Kerkük Türkçe’sinden daha yakındır.

    Telaferliler kendilerini Yörük olarak tanımlamaktadırlar. Telafer’de Osmanlıya sevgi yoğun bir şekilde yaşamaktadır. Telaferli din bilginleri, Osmanlıya emperyalist demenin küfür olduğunu ilan etmişlerdir. Sakarya Savaşı hikayelerinin ve Atatürk'ün Telafer'i ziyaret ettiği menkibelerinin hala anlatıldığı Telaferlilerin hüzünle andıkları bir şey de kendilerini dışarıda bıraktığı için Lozan Anlaşması’dır. Telafer, kendisini Irak'a bırakan Lozan Anlaşması’nı içine sindirememiştir.

    Atatürk ile birlikte Telafer'deki ikinci önemli figür Kazım Karabekir Paşa'dır. Çoğu Telaferli Kazım Karabekir Paşa ile ilgili çok sathi bilgiye sahiptir, ancak 1960'lı yılların sonuna kadar Telafer Pazarından "Çayhane" diye anılan bir kahvede duvarda Atatürk ve Kazım Karabekir Paşa'nın resimleri Türk Bayrağı ile birlikte yan yana durmuştur. Türk bayrağı ve resimler Saddam Hüseyin'in iktidara gelmesinden sonra ortadan kaybolmuştur


     
    Форум...Qurultay ..Forum » Dünya Türkmenleri Qurultay ... Форум Туркмен Мира » Irak Türkmenleri » IRAK TURKMEN şehri TELAFER Tarihi
    • Страница 1 из 1
    • 1
    Поиск:

    Dünya Türkmenleri - IRAK TURKMEN şehri TELAFER Tarihi - Форум...Qurultay ..Forum
    Воскресенье, 19.05.2024, 01:17
    Приветствую Вас Гость | RSS
    Главная | IRAK TURKMEN şehri TELAFER Tarihi - Форум...Qurultay ..Forum | Регистрация | Вход
    DÜNYA TÜRKMENLERI